Do away with
Sorunu sor hemen cevaplansın.
do away with teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- yürürlükten kaldırmak
- defterini dürmek
- tasfiye etmek (Ticaret)
- durdurmak
- izale etmek
- işini bitirmek
- icabına bakmak
- son vermek
- bitirmek
- durdur
- Kurtulmak, ortadan kaldırmak; yürürlükten kaldırmak
- -i öldürmek, -i ortadan kaldırmak
- yok etmek
- kaldırmak
Örnek Cümle:
Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
-We must make every effort to do away with all discrimination.
- feshetmek
- ortadan kaldırmak
Örnek Cümle:
Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
-We must make every effort to do away with all discrimination.
- öldürmek
- öldürmek , tahrip etmek (Fiili Deyim )
- -i ortadan kaldırmak, -i yok etmek
- eliminate
- elemek
- eliminate
- {f} bertaraf etmek
- eliminate
- saf dışı bırakmak
- do with
- istemek
- do with
- yapmak
Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?
-What do you have to do with the matter?
O Tom'a ne yapmak zorundadır?
-What does that have to do with Tom?
- do with
- baş etmek
- do with
- gereksinmek
- eliminate
- ekarte etmek
- eliminate
- (Ticaret) tasfiye etmek
- do with
- ile ilgisi olmak
- eliminate
- çıkarmak
- eliminate
- - den kurtarmak
- do with
- Arzu edilen bir şeyi belirtir: İ süre could do with a drink. Şimdi bir içki çok makbule geçer
- do with
- -i yapmak: "What have you döne with my book? - Kitabımı ne yaptın?"
- do with
- (biriyle) baş etmek: What are we going to do with you? Seninle nasıl baş edeceğiz? İ don't know what we're going to do with that child! O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum
- do with
- (biriyle) baş etmek: "What are we going to do with you? - Seninle nasıl baş edeceğiz?", "İ don't know what we're going to do with that child!" - O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum."
- do with
- Arzu edilen bir şeyi belirtir: "İ süre could do with a drink. - Şimdi bir içki çok makbule geçer."
- do with
- (biriyle) baş etmek: "What are we going to do with you? - Seninle nasıl baş edeceğiz?", "İ don't know what we're going to do with that child! - O çocuğu ne yapacağız, bilemiyorum."
- do with
- Arzu edilen bir şeyi belirtir: İ süre could do with a drink. - Şimdi bir içki çok makbule geçer
- do with
- -i yapmak: What have you döne with my book? - Kitabımı ne yaptın?
- eliminate
- Tuvaletini yapmak
Teach your puppy not to eliminate in the house.
- do with
- yetinmek
Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.
-The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator.
Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.
-You have to make do with what you've got.
- do with
- ihtiyacı olmak
- do with
- ilişkisi olmak
- do with
- (Fiili Deyim ) 1- -e işi düşmek 2-kullanmak
- do with
- -i yapmak: What have you done with my book? Kitabımı ne yaptın?
- do with
- (biriyle) baş etmek: What are we going to do with you? Seninle nasıl
- do with
- işi olmak
- do with
- katlanmak
- eliminate
- {f} elenmek
- eliminate
- {f} atmak
- eliminate
- {f} yok etmek
Toplumsal huzursuzluğu yok etmek önemlidir.
-It is important to eliminate the social unrest.
- eliminate
- {f} k.dili. öldürmek, temizlemek
- eliminate
- (Tıp) İhraç etmek, çıkarmak (vücudun bir parçasını)
- eliminate
- {f} (bir yarışçıyı) elemek
- eliminate
- {f} gidermek
- eliminate
- çıkart,ortadan kaldır
İlgili Terimler
do away with teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- To destroy, eliminate, or make an end of
Örnek Cümle:
In most countries, homework has come to be an integral part of the schooling system. So much so that parents are suspicious when schools do away with homework.
- Abolish, get rid of
- To do away with something means to remove it completely or put an end to it. The long-range goal must be to do away with nuclear weapons altogether
- terminate or take out; "Let's eliminate the course on Akkadian hieroglyphics"
- get rid of, dispense with, abolish, eliminate; destroy, murder
- If one person does away with another, the first murders the second. If you do away with yourself, you kill yourself. a woman whose husband had made several attempts to do away with her
- eliminate
- obviate
- rid of
- do with
- be satisfied with, be content with, make do with
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.